Geçen hafta sonu misafirimiz vardı, laf lafı açtı, kader-kaza derken, nasıl geldik anlamadım kendimi bu hikayeyi anlatırken buldum. Bazı soruları vardı aklında
O sohbetin sonlarında anlatıyordum.
Anne-babanın evladına sorumluluğu daha dünyaya gelmeden başlıyor, onun kaderinde önemli rolü var Anne-baba ahlakının, yaşantısının diyorduk. Sonra da çocuğundan herhangi bir şikayeti olan anne-babanın, onu suçlamadan önce, dönüp, biz bir hata yaptık mı, ya da ne yaptık diye bakması lazım diye bağlamıştık. Ben sizi bu kısa kıssadan hisse ile başbaşa bırakayım, bakalım siz nasıl değerlendireceksiniz.
Delinen Kırbalar
Saka bir sabreder, iki sabreder, bakar olmuyor, tutar eteğini, çıkar huzura. 'Affınıza sığınıyorum ama' der, 'Vaziyet böyleyken böyle!'
Ebûl Vefa hazretleri çok şaşırır. Kırbaların parasını fazlasıyla öder. Sucudan ağlaya, yalvara helallik diler. Saka bir hoş olur. 'Keşke eşiğine sultanların baş koyduğu veliyi üzmeseydim' der. Pişman, mahçup dergâhı terkeder.
Ebûl Vefa hazretleri çocuğa hiçbir şey demez. Hemen hanımını bulur. 'Aman hatun, iyi düşün'der, 'biz bir hata yaptık ama nerede?'
O gün tırnaklarını saçlarına geçirir, adeta beyinlerini kanatırlar. Uykuyu dağıtırlar. Hanımı sabaha karşı 'Tamam!' der, 'Galiba buldum!'
-Anlat hele?
-Çocuğumuza hamileydim. Kız kardeşim bir yere uğrayacak olmalıydı sepetini bırakmıştı bize. Zerzavat arasından bir limon parladı. Canım nasıl çekti anlatamam. Kardeşimi biliyorsun. Bir şey istemiye gör, canını verir. Limonun lâfını etsem, mutlaka bize bırakacak, kendi limonsuz dönecekti evine. Aklıma başka bir yol geldi. Limonu iğneyle deldim, bir damla emdim. Nefsimi körlettim. Ama unuttum gitti. Hata bende, limonunu deldiğimi söylemeliydim ona.
-Aman kalk bacına gidelim.
-Bu saatte mi?
-Evet bu saatte!
-Ne diyeceğiz?
-Helallik dileyeceğiz.
Sonrasını tahmin ediyorsunuzdur. Çocuk bu huyu kendiliğinden bırakır, dost olur sakaya.
Yorumlar
Yorum Gönder